26 Ekim 2009 Pazartesi

Alaturka Gidip Alafranga Dönmek - Gökçeada 1 Gemisi



  Cuma gecesi Ada'ya ayak basarak başladığımız maceramız Pazar günü öğlen 1 vapuruyla geri dönüşümüzle son buluyordu. Yolun bundan sonrasında Eceabat'ta ayrıldığımızda ben Bozcaada'ya yol almaya başladım. Vapura binmeden önce arabayı teslim ettik Yavuz Bey'e. O da sağ olsun, Merkezden limana kadar bıraktı bizi.

  Erdemlerin aksine Gökçeada 1 daha turistik bir gemi. Şuradaki habere göre 2008 yılında Norveç'ten 9 Milyon TL'ye alınmış bir Ro-Ro Yolcu gemisi. Gestaş Filosunun sayfasında özellikleri şöyle veriliyor:

* Hız: 15 knot
* Araç kapasitesi: 104 adet otomobil,12 adet Tır
* Yolcu kapasitesi: 399 kişi
* Boy: 84 m.

  Tamamen kapalı araç garajı ve garaj iskele taraf tavanında hareketli asma araç güvertesiyle donatılmıştır.


Gökçeada 1 Gemisi

  Gemi gerçekten oldukça rahat, varlığından bir haber bindiyseniz hadi canım, Türk Gemisi değildir bu herhalde diye çıkarımlarda bulunmanız işten bile değil.

  Bu arada hatırlatma, Ada'ya gelişte bilet parası vermemiştiniz ya, dönüşte alıyorsunuz; o yüzden giderken bilet almayı unutmayın :) Bilet gişeleriyle Gemi'nin yanaştığı yer 100-150 m kadar var, söylene söylene yürümek zorunda kalmayın ondan sonra :)

Gemide Şarap Macerası..

  Aldığımız iki Dimitri şarabından birini limanda içmiştik, diğerini de dönerken gemide içelim dedik. Fazla rüzgarlı olmayan, geminin yan taraflarında bulunan açık alanlardan birine oturduk. Gerçi pek fazla şansımız da yoktu, herkes oturmuştu neredeyse, hafiften de kalabalıkçaydı gemi. Yine de rüzgarı az olan bir yer bulabilmiştik.

  Şarap içecektik içmesine ama tirbuşonumuz yoktu :/ Gemi biletlerini aldığımız yer de dahil olmak üzere sorulabilecek herkese sorduk oturmadan önce. 5-6 motorluk bir motorsiklet grubu vardı, ben onlardan ümitliydim :) Hatta güverteye doğru merdivenlerden çıkarken birine sorduğumda motorunda olduğunu söyledi. Yukarı çıkıp oturduktan sonra adamı tekrar buldum, ama o zaman da tirbuşonun alınması ters, alakasız bir yerde olduğunu söyledi. Öyle olduğu sonradan aklına gelmiş muhtemelen.

  Kafamıza koyduk o şarabı içecektik; ama tirbuşon bulamıyorduk bir türlü. Okay bir yandan "Verin aga bir kalem, ben içine ittireyim, açayım" diyordu ama riske de girmek istemiyorduk, şarap ziyan olmasın diye :) Ben bir iki aramaya devam ettim, ama sonuca ulaşamadım. Sonra Hülya "İş başa düştü" diyip elinde şarap şişesiyle gemide tirbuşon aramaya başladı. (Her ne kadar turistik gemi olsa da, Trakya'da olsak da Ramazan içerisinde olduğumuz için riskli bir hareket bence :) ) Bir kaç dakika sonra gülerek yanımıza geldi. Aklın yolu bir ya, motorculara sormuş o da, "Siz hala o tirbuşonu bulamadınız mı? Kocanız da sormuştu az önce.." cevabını almış :D


  Artık son yola başvuracaktık, ben her ne kadar itiraz etsem de Okay mantarı şarabın içine ittirmeye kararlıydı. Bunun için gözden çıkarılabilecek bir kalem ararken; Okay gevrek gevrek gülmeye başladı :D Bir baktık, mantar şişenin içine girmiş. Meğer bildiğimiz öküz gibi mantarlardan değil de, ev yapımı olduğu için basit bir mantarmış. Azıcık ittirmek yeterliymiş. Hep beraber lıkır lıkır içmeye başladık rahmetli Dimitri'nin bal gibi şarabını.. (Ruhu şad olsun..)



  Daha önce de Tepeköy'le ilgili yazıda bahsettiğim üzere, Dimitri'nin şarabına doyum olmuyordu, tatlı ve yumuşak içimli bu şarap su gibi gidiyordu. Bir de yanında Yaz Gülü Pansiyon'daki aplanın ikram ettiği elmalar da olunca tadına doyum olmadı adeta :)

  Şarabı içtikten sonra daha az rüzgar esen bir yere geçelim dedik (daha az güneşli bir yere geçelim de demiş olabiliriz, onu tam hatırlamıyorum) E tabi herkes adamakıllı yerlere otururken bize de eblek bir yer nasip oldu. Ama eğlendik orada da yav, Dimitri'nin şarabından mıydı acaba, bilemiyciim =)



  Bu kadar kişisel ayrıntıdan sonra bilgi de vereyim bari: Tek kişi vapur fiyatı 2 tl. ortalama 1 sa 20 dk'da Kabatepe Limanı'na ulaşıyorsunuz. Oradan yine minibüsle Eceabat'a geçebilirsiniz.

Dip Not 1: Yine tirbuşon'a ihtiyacım olsa yine ilk soracağım insanlar motorcular olurdu. Motorunuz varsa lütfen benim ve benim gibi insanlar için yanınızda tirbuşon bulundurunuz efendim :p

Dip Not 2: Benim açımdan bir önceki dip not'un pek de bir önemi kalmadı; çünkü Bozcaada'dan tirbuşon aldım. (Meraklıları için http://www.saraptakilari.com). Size de tavsiyem, Gökçeada gibi yerlere ya da genel olarak gezmeye giderken yanınızda illa ki bir tirbuşon bulundurun. :)

Gökçeada Notları'nın Sonu..

Bozcaada Notları yazılana kadar buradan Anasayfa'ya dönebilirsiniz..


Hiç yorum yok: